Ana sayfa Dijital GazeteJaponya’nın oynadığı “mağdur” rolü, uluslararası toplumu aldatamaz

Japonya’nın oynadığı “mağdur” rolü, uluslararası toplumu aldatamaz

tarafından
0 görünümler 3 Dakika Oku

Gerçekler ortadadır: Çin Deniz Kuvvetleri filosu, açık denizde uluslararası hukuka uygun olarak normal eğitimler gerçekleştiriyordu ve önceden duyuruda bulunmuştu. Japon askeri uçakları, eğitimde bulunan Çin filosuna yaklaşıp eğitim faaliyetlerini taciz ederek uçuş güvenliğini tehlikeye attı ve ardından Çin tarafına asılsız suçlamalarda bulundu.

Japonya'nın kendisini "mağdur" olarak gösterme çabası, yalnızca gerçekleri çarpıtmakla kalmıyor, aynı zamanda tarihi doğru algılamayı reddetme, güvenlik konusunda diğer ülkelere yaranma ve komşularını sürekli kışkırtma gibi uzun süredir devam eden tehlikeli eğilimini de gizliyor.

Bu girişim, Japonya'nın Taiwan konusundaki eylemleriyle tutarlıdır. Bir ay önce Japonya Başbakanı Sanae Takaichi, “Taiwan’da yaşanacak bir acil durumun” Japonya için bir “ölüm kalım krizi”ne yol açabileceğini belirterek, Taiwan Boğazı’na askeri müdahale için bahane yaratmaya çalışmıştı. Bu açıklama, Çin’den sert karşılık bulurken, uluslararası toplumun da şüphesini çekti. Japonya, şimdi yeni olaylar yaratmakla pasif konumundan kurtulmaya çalışıyor. Proaktif provokasyonları örtbas etmek ve dikkati başka yöne çekmek için "mağdur" söylemini kullanma taktiği, Japonya’nın sık sık kullandığı bir uygulamadır.

Japon siyaset çevrelerinde ABD-Japonya ittifakı ulusal güvenliğin "balastı" olarak görülse de, bu stratejik bağımlılık hiç de sağlam değildir. ABD'nin son ulusal güvenlik stratejisi raporu, stratejik odağın iç güvenliğe ve Batı Yarımküre'ye kaydırılacağını belirtmiş, temel siyaset felsefesini ise "Önce Amerika" olarak tanımlamıştır.

Raporda ayrıca Çin politikasının da "ekonomik geleceği kazanma ve askeri çatışmayı önleme"ye kayacağı vurgulanmıştır. Ulusal güvenliği tamamen dış güvencelere dayandırmak, Japonya'yı büyük güçlerin stratejik rekabetinde potansiyel bir kurban konumuna itebilir.

Japonya'nın "mağdur söylemi" uluslararası toplum nezdinde inandırıcılığını büyük ölçüde yitirmiştir. Japon militarist saldırganlığından acı çekmiş olan Asya ülkeleri bu söyleme genellikle itici bakmaktadır. Hatta Japonya'nın Batılı müttefikleri bile, uluslararası hukuku ihlal eden eylem ve söylemleri açıkça onaylamaktan kaçınmaktadır. Bu durum, uluslararası toplumun doğruyu yanlıştan ayırt edebildiğini açıkça gösteriyor. Çin her zaman uluslararası hukukun savunucusu olarak açıklık ve şeffaflık ilkesine bağlıdır. Japonya'nın sürekli "Çin tehdidi"ni öne sürmesi ve çatışma yaratması ise esasen bölgesel barış ve istikrarı baltalamayı amaçlamaktadır.

Japonya gerçeği doğru algılayarak, tüm tehlikeli provokasyonlara son vermeli ve özellikle Taiwan konusundaki yanlış tutumunu düzeltmelidir. Tarihten ders çıkarması gereken Japonya, Asyalı komşularının güvenini samimiyetle kazanmalıdır. Barış ve kalkınma bölge ülkelerinin ortak talebidir. “Mağdur” rolünü oynayarak çete kurmakla Çin'e baskı yapmayı amaçlayan her girişim, başarısızlığa mahkûmdur. Japonya askeri maceracılığı takip eden eski yolundan vazgeçmezse, uluslararası toplumda kaçınılmaz olarak daha da yalnızlaşacaktır. 

Yazar: Luo Laian

Hibya Haber Ajansı

İlgili gönderiler

Yorum yapın

Bu web sitesi, deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanmaktadır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak dilerseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul et Daha fazla Bilgi