CERN'den konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, MIRACLS yaklaşımı, süper ağır elementlerin zor anlaşılır elektron afinitelerinin ölçümüne yol açmanın ötesinde, astatin gibi "kanser tedavisi" için kimyasal bileşikler oluşturmak için umut vaat eden bir aday olan aktinyum da dahil olmak üzere, Dünya'daki nadir elementlere de uygulanabilir:
"Ayrıca, moleküllerin elektron afinitelerini ölçmek için de kullanılabilir ve bunların elektronik yapısını tahmin eden teorik hesaplamalar için veri sağlayabilir. Bu tür hesaplamalar, doğanın temel simetrileri hakkında bilgi sağlayan ve giderek daha fazla ilgi gören antimadde ve radyoaktif moleküllerin araştırılması için gereklidir."
Bu tuzakta, klor anyonları iki elektrostatik ayna arasında ping-pong topu gibi birçok kez ileri geri yansıtılıyor ve lazer ışını her geçişte anyonları inceler. Yürütülen bu çalışmanın baş yazarı Franziska Maier, bu yeni başarıyı şöyle özetledi:
“Yüz bin kat daha az klor anyonu kullanmasına rağmen, yeni MIRACLS yöntemimiz, anyonların lazer ışını içinden sadece bir kez geçtiği geleneksel tekniklerle aynı hassasiyette elektron afinitesini ölçer. Bizim deneyimizde ise anyonlar lazer ışını içinden yaklaşık altmış bin kez geçer. Yaklaşımımız temel olarak tuzağın aynalarını kullanarak anyonları ‘geri dönüştürür’ ve süper ağır elementlerde elektron afinitesi ölçümlerini sağlayabildi.”
Araştırmayı yürüten bilim insanları, odunun yanmasından ilaçların etkisine kadar, maddenin özellikleri ve davranışları kimyasal elementlerin birbirleriyle bağlanma şekliyle belirlendiğine dikkat çekerek, "Bilinen 118 elementin çoğunda, kimyasal bağlanmadan sorumlu olan atomların karmaşık elektronik yapıları iyi anlaşıldı; ancak, periyodik tablonun en uç noktasında yer alan süper ağır elementler için, bu egzotik türlerin tek bir özelliğini bile ölçmek büyük bir zorluktur" dediler.
Nature Communications dergisinde yayınlanan yeni bir makalede, CERN'deki ISOLDE tesisinde çalışan bir araştırma ekibi, (süper) ağır elementlerin kimyasını çözmeye yardımcı olabilecek ve temel fizik araştırmaları ve tıbbi tedavilerde potansiyel uygulamaları olan yeni bir teknik hakkında bilgi veriyorlar.
Süper ağır elementlerin "oldukça kararsız" oldukları için yalnızca hızlandırıcı laboratuvarlarında çok az miktarlarda üretilebildiğine dikkat çeken araştırmacılar, "Bu nedenle araştırmacılar, önce kararlı ve daha hafif elementler üzerinde tekniklerini mükemmelleştirme eğilimindedir" dediler.
CERN'in ISOLDE ekibi, klorun elektron afinitesini hassas bir şekilde ölçmek için iyon yakalama temelli yeni bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem, önceki deneylerden çok daha az atom kullanıyor ve böylece süper ağır elementlerde bu özelliğin ölçülmesinin önünü açıyor.
Çalışmanın ikinci baş yazarı Erich Leistenschneider, süper ağır elementlerin özelliklerinin periyodik tablonun sınırlarını bulanıklaştırabileceğine de dikkat çekti:
"Proton sayısı arttıkça, Einstein'ın görelilik teorisi atomların yapısını karıştırır. Bu nedenle, periyodik tablodaki element grupları arasındaki sınırların kaybolabileceği ve süper ağır elementlerin kimyasının ‘normal’ periyodik eğilimlerden sapabileceği tahmin edilebilir. Elektron afinitesi, bu etkilerden büyük ölçüde etkilenecek özelliklerden biridir ve ölçümlerimiz bunları araştıracaktır."
 
Hibya Haber Ajansı
