Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC) verilerine göre Papua Yeni Gine’de yerel saatle 21.05’te meydana gelen deprem yerin 100 kilometre derinliğinde gerçekleşti.
Depremin şiddeti, 6.7 olarak ölçüldü.
Hibya Haber Ajansı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şu şekilde:
"Türk Devletleri Teşkilatı'nın 12. Zirvesi vesilesiyle köklü tarihimiz izlerini taşıyan güzide şehir Kebele'de bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Dönem Başkanlığını devreden Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'a katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Aziz kardeşim Sayın Aliyev’e de müstesna ev sahipliğinden ötürü şükranlarımı sunuyor, dönem başkanlığı için kendilerine üstün başarılar diliyorum.
Teşkilatın geride bıraktığı 16 yıl gibi kısa sürede, dilde, fikirde, işte birlik şiarıyla kaydettiği başarılara her geçen gün yenilerini ekliyoruz. Bu anlayışla başarılarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz.
Çok taraflılığın giderek aşındığı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin insanlığın vicdanını yaralayan bir çok meseleye kayıtsız kaldığı bir uluslararası sistemle karşı karşıyayız. Bugün pek çok uluslararası ve bölgesel teşkilat, bizim ortak tarih, kültür ve ülküdaşlığımız gibi ulvi değerler üzerine bina edilmediğinden kamuoyu önünde işlevsiz, adeta omuzlara yük olarak görülüyor.
Teşkilatımızın bu değişen koşullara ayak uyduran, uluslararası meselelerde ortak duruş sergileyen, sözüne güvenilen, haklının yanında duran bir yapıya dönüşmesi büyük önem arz ediyor.
Türkiye olarak böyle bir dönemde, zirvemizin temasının 'Bölgesel Barış ve Güvenlik' olarak belirlenmesini son derece isabetli ve anlamlı buluyoruz. Çeşitli güvenlik sınamalarıyla uğraştığımız bir ortamda aramızdaki iş birliğini pekiştirirken, üçüncü taraflarla da diyaloğumuzun artırılması mühimdir.
Teşkilatımızı işçine kapalı bir yapılanma olarak asla görmüyoruz. Diğer uluslararası kuruluşlar ve ittifaklarla etkileşim halinde sesini ve gücünü ortaya koyan vizyonu hayata geçirebilmeliyiz. Bu bağlamda, bugün mutabık kaldığımız TDT Plus formatının üçüncü taraflarla iş birliğimize yeni bir soluk getirebileceğine inanıyorum.
Son zirve ve toplantılarımızda ifade ettiğim gibi, güvenliğe yönelik kapasite inşası başta olmak üzere ortak menfaatimizi ilgilendiren her alanda mümkün olan her katkıyı aile meclisimizin bünyesinde sağlamaya hazırız.
Terörizmden yasa dışı göçe, siber tehditlerden iklim değişikliğine ortak bir duruşla mukabele edebileceğimizi, kendi gök kubbemiz altında kendi güvenliğimizi güçlendirebileceğimizi düşünüyorum. Temmuz ayında yapılan Türk Devletleri Teşkilatı Savunma Sanayi Kurumları birinci toplantısını bu anlamda önemli bir adım olarak görüyorum. Yakaladığımız ivmenin sürebilmesi için çalışmaların devamının çok mühim olduğunun altını çizmek istiyorum.
Türk dünyasının, bölgemizin istikrarında ve güvenliğinde birçok anlamda daha etkin bir rol üstlenebileceğine inanıyoruz. Bugün yakın coğrafyamızda yaşanan pek çok çatışma, savaş ve uluslararası hukuk ihlaline karşı teşkilatımızın kararlı duruş sergilemesi mühimdir.
İsrail’in Lübnan ve Suriye ile başlayan, Yemen ve İran ile devam eden ve son olarak Katar’ı hedef alan saldırıları bölgemizin istikrarına en büyük tehdidin bu ülkenin mevcut yönetiminden kaynaklandığını gösteriyor. Gazze’de 66 bin masumun hayatına mal olan katliamların durması yönünde son günlerde yaşanan gelişmeler memnuniyet vericidir.
Biz ancak Filistin halkının uluslararası meşruiyet ve hukuktan kaynaklanan hakları temelinde iki devletli bir çözümün kalıcı ve adil barışa kapı açacağına inanıyoruz. Bu yönde de çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz.
Suriye’de ise istikrarın tesisi, bölgemizde ve ötesinde güvenliğin sağlanması için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Birçok zorlukla mücadele etmesine rağmen Suriye Hükümetinin son 9 ayda kaydettiği gelişme, geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor.
Bu süreçte Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğini muhafaza temelinde siyasi, ekonomik ve güvenlik ortamının iyileşmesine odaklanmalı, teşkilat olarak Suriye Hükümetiyle angajmanı ilerletmeliyiz.
Güney Kafkasya’daki gelişmeleri de sadece takip etmekle kalmıyor, bölgede barış ve istikrarın tesisi için atılan adımları samimiyetle destekliyoruz. Azerbaycan ile Ermenistan arasında 8 Ağustos’ta imzalanan ortak bildiriyi bu minvalde hayırlı bir adım olarak görüyor, devamının gelmesini diliyoruz.
Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan sınır birleşim noktasının tespitine ilişkin Mart ayında akdedilen anlaşmayı da memnuniyetle karşılıyoruz. Uzun yıllardan bu yana gündemi meşgul eden bu meseleyi sağduyu ve bilgelikle çözüme kavuşturan liderleri kutluyorum, tebriklerimi iletiyorum.
Bölgemizin istikrarına, ekonomik refah ve sosyal bağların güçlenmesine katkı sunabileceğimizin farkındayız. Ulaştırma, enerji güvenliği ve ticari entegrasyon alanlarındaki girişimlerimizi de bu yaklaşımı tamamlayıcı parçalar olarak görüyoruz.
Aramızdaki enerji ve haberleşme bağını etkin hale getirip güçlendirecek proje ve yatırımlara odaklanmamız hepimizin menfaatinedir.
Küresel gelişmeleri yakalayabilmek ve kültürel zenginliğimizi muhafaza için Türkçe Büyük Dil Modelinin geliştirilmesine hız vermemiz gerekiyor. Ortak alfabe hususunda Türkiye olarak ilk adımı atıyor, Cengiz Aytmatov’u anlatan bir eser ile Oğuznameleri ortak alfabeyle basıyoruz.”
Aynı şekilde Türk Dünyası Yayıncılık Kongresini gelecek yıl Ocak ayında Ankara’da toplamayı planlıyoruz. 30 Ekimden itibaren Semerkant’ta düzenlenecek olan UNESCO 43. Genel Konferansında, 15 Aralık’ın Dünya Türk Dili Ailesi Günü olarak ilan edilmesini temenni ediyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın Ankara, Şuşa ve Bişkek’in ardından şimdi de Gebele’de aramızda bulunmasından son derece bahtiyar olduğumu da vurgulamak istiyorum. İki devletli adil çözüm yolunda, Türk Dünyası’nın Kıbrıs Türkü kardeşlerini yalnız bırakmadığını memnuniyetle müşahede ediyorum.
Gözlemci üyemiz Türkmenistan’ın da Türk Akademisi ve Türk Kültür ve Mirası Vakfı’na gözlemci üye olmasını memnuniyetle karşılıyorum. Türkmen kardeşlerimizi inşallah yakında Aile Meclisimizde tam üye olarak görmek istiyoruz."
Hibya Haber Ajansı
Fizik ödülü, kuantum mekaniği araştırmaları nedeniyle John Clarke, Michel H Devoret ve John M Martinis'e verildi.
Kraliyet Bilimler Akademisi'ne göre, ödül sahipleri bir elektrik devresinde yaptıkları deneylerle kuantum mekaniği etkilerinin pratikte nasıl işlediğini gösterdiler.
Hibya Haber Ajansı
ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre, 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarına göre 2025-2026 öğretim yılı için yükseköğretim programlarına ek yerleştirme işlemleri tamamlandı.
Adaylar, ek yerleştirme sonuçlarına ÖSYM’nin https://sonuc.osym.gov.tr adresinden T.C. kimlik numarası ve aday şifresiyle erişebilecek. Yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.
YKS ek yerleştirme sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri 10-17 Ekim tarihleri arasında yapılacak.
Elektronik kayıtlar ise 10-12 Ekim tarihleri arasında yapılabilecek. Kayıt için adayların yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu üniversiteye süresi içinde başvurmaları gerekiyor.
Elektronik kayıt yapan adaylar, üniversiteleri tarafından duyurulan tarihe ve ilgili belgelere göre işlem yapacak.
Hibya Haber Ajansı
Cumhurbaşkanı erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Forumu ve fuarı teşrif eden misafirlerimize hoş geldiniz diyor, programın başarılı geçmesini temenni ediyorum. Dünyanın enerji ihtiyacı yıldan yıla artıyor. Dahası gelişmekte olan ülkeler kalkınma amacıyla dünya ortalamasının da üstünde büyümeyi talep ediyorlar.
Bizi sınamalarla dolu bir gelecek bekliyor. 19 ve 20. yüzyıl enerji uğruna nice ülkelerin sömürüldüğü asırlar olarak zihinlerde derin yaralar açmıştır. Bir damla petrolü bir damla kandan önemli gören emperyalist zihniyet insanlığı yıkımlara sürükledi. Bunun yol açtığı refah ve kalkınma makası aradan geçen onca zamana rağmen kapatılamadı. Uydu fotoğraflarında kuzeyle güney arasındaki uçurumu görebiliyoruz.
Enerjiye yönelik paradigma değişmediği sürece bu tablonun adil bir yapıya kavuşması zor görünüyor. Enerji talebinin yükselmesi yalnızca nüfus artışına değil, refah artışına da işaret etmektir. Özellikle elektriğin kullanım alanı yaygınlaşmaktadır.
Mesela geçen sene, beyaz eşya satışları ülkemizde bir önceki yıla göre yüzde 7 artış gösterdi. Aynı durum elektrikli otomobiller için de geçerli. Elektrikli ve hibrit araçların sayısı asimetrik şekilde yükseliyor. Elektriksiz bir hayat sadece şehirlerde değil, en ücra köyde, kasabada bile mümkün değil.
Doğalgazda da benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. 2002’de doğalgaz altyapısı yalnızca 5 şehirde vardı. Bugün 81 ilimizin tamamına ulaştırdık. Bugün doğalgaza erişimi yüzde 85 seviyesine çıkarttık.
Ekonomimiz 2003-2024 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,4 büyüdü. Kişi başı milli gelirimizi 2024 yılında 15 bin 325 dolara çıkarttık. 2025’te 17 bin dolar seviyesine ulaştı. İlk kez 1 trilyon dolarlık ekonomi ligine girdik.
OVP ile önümüzdeki 3 yıl için iddialı hedefler belirledik. 1,9 trilyon dolarlık büyüklük, kişi başı 21 bin dolar seviyesine çıkartmak… Biz çevremizdeki ülkeler gibi kendine yeter bir miktarda petrolü ve doğalgazı olan bir ülke değiliz.
Kullandığımız fosil yakıtları yurtdışından temin etmek zorundayız. 2024 yılında doğalgaz tüketimimiz 53 milyar metreküpün üzerine çıktı. Cumhuriyet tarihinin en büyük doğalgaz keşfini toplam 785 milyar metreküple Karadeniz’de gerçekleştirdik 5 yıl önce.
Halihazırda 4 milyon hanenin ihtiyacını Sakarya gaz sahasından karşılıyoruz. 2028 yılında bu rakam 16 milyon haneye çıkacak. Petrolde günlük tüketimimiz 1 milyon varil civarında. Her ne kadar Karadeniz gazı ve Gabar’daki petrol keşiflerimizde ciddi bir atılım yapsak da halen kat etmemiz gereken mesafe var. Bu mesafeyi kapatmak için filomuzu genişlettik. Yeni gemilerimizin de envantere girmesiyle bu alanda dünyada 4. sıraya yükseleceğiz.
Bir taraftan kendi kaynaklarımızı ortaya çıkartırken diğer taraftan enerji arz güvenliğimizi garanti altına almaya çalışıyoruz. Uluslararası piyasalardan doğalgaz almak bakkaldan gazoz almaya benzemez.
Tedarik noktasında tek bir ülkeye, kaynağa ve hatta bağlı olmak ciddi riskler barındırır. Rusya-Ukrayna savaşında Avrupalı dostlarımız bunun sıkıntısını çekmiştir.
Biz ne sanayide ne konutlarda doğalgaz konusunda bir sorun yaşamadık. Bunda elbette son 23 yılda ülkemize ucuz, kaliteli ve kesintisiz enerji sağlamak için hayata geçirdiğimiz politikaların etkisi bulunuyor.
Özellikle dışa bağımlı olduğumuz enerji kalemlerinde tedarikçilerimizi çeşitlendirdik. Bugün BOTAŞ 34 ülkeyle doğalgaz ithalat ve ihracatı gerçekleştiriyor. 1 Mart’tan itibaren teslim alınan doğalgaz miktarı 465 milyon metreküpe ulaştı.
Nükleerde ülkemizi bir üst lige taşıma gayretindeyiz. Şu anda dünya genelinde 31 ülkede 416 reaktör aktif halde. Bu reaktörler dünya elektriğinin yaklaşık yüzde 9'unu üretiyor.
Akkuyu nükleer güç santralinde ilk elektriği çok kısa süre içerisinde vereceğiz. Başka nükleer santral projelerimiz de var, görüşmelerimiz devam ediyor. ABD ile yaptığımız anlaşma kapsamında ileri reaktör teknolojileri ve küçük modüler reaktörler gibi yeni nesil teknolojilerin geliştirilmesi öngörülüyor. Türkiye’nin iyiliğini düşünen hiç kimse bunlardan rahatsız olmaz. Ancak biz ülkemizin ana muhalefet partisinin haksız eleştirisine maruz kalıyoruz.
Ana muhalefet partisinin başındaki zat, bir cümle içinde bir sürü yalan ve yanlışı sıralayarak aklınca bizim enerji politikalarımızı itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Tek yapabildiği partisinde her gün bir yenisi patlak veren yolsuzluk skandallarına canlı kalkan olabilmek. Uzaktan kumanda ile ancak bu kadar siyaset yapılır
Enerji verimliliği en temiz ve en ucuz enerji kaynağıdır. 2053 net sıfır emisyon vizyonumuzun yapı taşlarından birini oluşturuyor. Sanayide rekabet gücümüzü artıran ve iklim krizine karşı elimizi güçlendiren bir unsur olarak görüyoruz. Enerji yoğunluğunu yüzde 32 oranında iyileştirdik. Ürün ve hizmet başına tüketilen enerji oranını 3’te 1 oranında azalttık.
Yalnızca sanayide yapılan tasarruf çalışmaları ile 700 milyon TL’lik kazanç elde edildi. Yalnızca sanayide kullanılan 4 milyon elektrik motorunun değiştirilmesi ile yıllık 15 milyar TL’lik tasarruf sağlandı. Enerji verimliliği çalışmalarıyla yılda 5 milyar dolar kazanç sağlayabiliriz.
Bir taraftan rüzgar, jeotermal ve güneş enerjisi yatırımlarını desteklerken, diğer taraftan tasarrufu önceliklendiren projelere destek veriyoruz. Bir diğer önceliğimiz çevreyi ve insan sağlığını korumaktır. Enerji üreteceğiz diye tabiata zarar veren adımlardan uzak duruyoruz. Son yıllarda yeşil enerjiye yatırım yapan ülkelerin başında geliyoruz. Yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60’ın üzerine çıkarttık."
Hibya Haber Ajansı
Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Başbakan Sebastien Lecornu'nun Pazartesi günü Emmanuel Macron'a istifa dilekçesini sunduğu, Macron'un da istifa dilekçesini kabul ettiği duyuruldu.
9 Eylül'de atanan Sebastien Lecornu, Pazar akşamı saldırılarının bir kısmını açıkladıktan sonra muhaliflerin ve sağın eleştirilerine maruz kaldı. Genel politika açıklamasının Salı günü Ulusal Meclis'te sunulması bekleniyordu.
Hibya Haber Ajansı
Galatasaray, Trendyol Süper Lig'in 8. hafta maçında Beşiktaş’ı konuk etti.
Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park’ta oynanan karşılaşmayı hakem Yasin Kol yönetti.
12. dakikada Beşiktaş, Tammy Abraham’ın attığı golle 1-0 öne geçti.
34. dakikada Galatasaray’dan Davinson Sanchez kırmızı kart gördü.
55. dakikada Galatasaray, İlkay Gündoğan’ın attığı golle skoru 1-1’e getirdi.
Karşılaşma 1-1 beraberlikle tamamlandı.
Bu skorla Galatasaray puanını 22’ye, Beşiktaş ise 13’e yükseltti.
Hibya Haber Ajansı
Bu web sitesi, deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanmaktadır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak dilerseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul et Daha fazla Bilgi