Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
Grup toplantımızın ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.
Hibya Haber Ajansı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Türkiye, 6 Şubat 2023’te tek kelimeyle bir felaket yaşadı. Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, hem çok şiddetliydi hem de çok geniş bir coğrafyayı etkiledi. Haklı olarak insanlık tarihine asrın felaketi olarak kayıtlara geçti.
Düşünün sadece bir gecede 14 milyon insanımızın hayatı değişti. 108 bin kilometrekarelik bir alanda 7’si büyükşehir olmak üzere 11 ilimizde hayat resmen durdu.
Sayın Cumhurbaşkanımız, depremin ilk saati itibarıyla tüm bakanlıklara, burada Türkiye’nin el ele verip bu inşa sürecini birlik beraberlik ruhu içerisinde yürütmesi ve vatandaşımızın ne ihtiyacı varsa bu ihtiyacın giderilmesi adına talimatlarını verdiler ve bu çalışmalar kararlılıkla bugüne kadar devam etti.
Deprem bölgesi, Türkiye’nin kalbidir, geleceğidir. Çünkü her 5 çocuğumuzdan birisi bu topraklarda dünyaya gözünü açıyor. Çalışan nüfusumuzun yüzde 13’ü burada istihdama katılıyor. İhracatımızın yaklaşık yüzde 8.6’sı yine ithalatımızın da yüzde 6’sı bu illerimizde gerçekleşiyor. İşte tam da bu nedenle biz, deprem bölgesinin dirilişi, Türkiye’nin istikbal meselesidir diyoruz.
Bu anlayışla bir yandan deprem bölgesinde 11 ilimizde afetin izlerini siliyor, bir yandan da bu acılar bir kez daha yaşanmasın diye 81 ilimizin tamamında yine yapı stokumuzu yeniliyoruz. Ve Türkiye Yüzyılı’nı dirençli şehirlerin yüzyılına dönüştürüyoruz.
Dünyaya örnek olacak bu muazzam koordinasyonla çalışıyoruz ve hayata geçirdiğimiz bu yeniden yapım sürecine ‘asrın inşa seferberliği’ diyoruz.
Hatay, kardeşliğin birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehrimiz. Bizim gözbebeğimiz. Burada yine Hataylılar yaşayacak dedik. Bu bakış açısıyla bir planlama yaptık. Sokaklarımızı genişlettik, yeşil alanlarımızı artırdık, buradaki sosyal donatı alanlarını yeniden ihya edecek çalışmalarımızı yaptık. 11 ilimizdeki bu kapsamda 174 ayrı alanda çalışıyoruz. 174 ayrı alanda 3 bin 481 şantiyede eş zamanlı bu işler yürütülüyor.
Elde ettiğimiz bu hızla aslında asrın inşa seferberliğinde sona yaklaşmış, son düzlüğe girmiş durumdayız.
Deprem bölgesinde yaşayan her 3 depremzede kardeşimden 2’si evine, sağlam yuvasına kavuşmuş demek. Yani yüzde 70’ini bitirdik, vatandaşlarımıza teslim ettik. İnşallah önümüzdeki hafta 15 Kasım’da 350’inci konutumuzu, yuvamızı teslim edeceğiz ve yıl bitmeden 453 bin hak sahibi vatandaşlarımıza konutların tamamını teslim etmiş olacağız.”
Hibya Haber Ajansı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Kabinemizin ikinci döneminin 51'inci toplantısını tamamladık. Ekonomiden turizme, sahipsiz sokak hayvanlarından güvenliğe ilişkin konulara geniş bir yelpazede, gündemimizdeki konuları değerlendirdik. Öncelkle aldığımız kararların ve yaptığımız istişarelerin ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
3 Kasım 2002 seçimlerinin 23. sene-i devriyesini idrak ediyoruz. İktidardaki 23. yılımızı geride bıraktık. Çok partili demokrasi tarihimizde yeni bir rekora daha imza atmanın gururunu yaşıyoruz. Girdiğimiz tüm seçimlerde desteğini ve duasını eksik etmeyen tüm ferdimize teşekkür ediyorum.
Bundan 23 yıl önce milletimizin teveccühüne nasıl mazhar olduysak bugün de aynı gururu, heyecanı yaşıyoruz. Türk milletine hizmet sevdamız ilk günkü gibi sürüyor. Aşkla, şevkle milletimize hizmet üretmeye ve Türkiye'yi büyütmeye devam edeceğiz. Büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğine hem yurt içinde hem de yurt dışında bizzat şahitlik ettik.
Biz muhalefetin yeni genel başkana ilk başta şans tanımıştık. Göreve gelirken Türkiye partisi olacağız lafından umutlanmıştık. Maalesef bunun da arkasında duramadı. Özgür Özel kapı kapı gezip Türkiye'yi yurt dışında şikayet ediyor. Selefinin kötü geleneğini devam ettirdi. İki alkış almak, birkaç marjinal tipten destek koparmak için yüzyıllık partiyi hem de kendisini küçük düşürdü. Bu yolun yanlışlığını kendisinin de kısa sürede fark edeceğini inanıyorum.
Yüzyılın konut projesini başlattık. 81 ilde 500 bin konut yapacağız. Başvurular 10 Kasım'da, ilk teslimat da Mart 2027'de olacak. Şehirlerimizi mahalle konaklarıyla süsleyeceğiz.
Cumhuriyet tarihinin en başarılı projelerine imza atıyoruz. Hedefimiz 6 ay içinde 250 Altay tankını silahlı kuvvetlerin emrine vermektir. Kaan'ı da belirlediğimiz tarihte hava kuvvetlerimizin envanterine katacağız. Kaan kendi kategorisinde zirveyi zorlayacak. Eurofighter'da imzaları attık. Müttefiklerimizle kazan kazan politikası sürecek.
Türkiye'nin en büyük şehir parkını İstanbul'a kazandırdık. Millet bahçemiz afet toplanma alanı olacak.
2002'den itibaren en büyük atılımın yaşandığı sektörlerin başında turizm geliyor. TTurizm gelirlerinde de geçen seneye kıyasla iyi bir yerdeyiz. Turizm gelirlerimiz 61, 1 milyar dolara yükseldi.
Geçtiğimiz günlerde verilen Kartalkaya'daki otel yangını davasında verilen mahkeme kararları yüreklerdeki yangına su serpti.
Terörsüz Türkiye süreci ile bölge turizmi de şaha kalkacak. Terör tehdidinin kalıcı olarak bitmesiyle Doğu ve Güneydoğu çok farklı bir ivme yakalayacak. İstanbul kadar Diyarbakır kazanacak, Van kazanacak, Bitlis kazanacak. Kazanan 86 milyonun her bir mensubu olacak.
Biz bu coğrafyanın bin yıllık sakinleri ve sahibiyiz. Son 40 yılda çok büyük acılar yaşadık, çok büyük bedeller ödedik. Terörün hiçbir çeşidini görmek istemiyoruz. Tarıma, sağlığa yani ekonomik kalkınmaya vermek istiyoruz. İstikbalin mutlu ve müreffeh günlerini birlikte inşa edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Kabinesi olarak içeride ve dışarıda yoğun gündemle Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme mücadelesini sürdürüyoruz. Katıldığımız tüm toplantılar, ziyaret ettiğimiz her ülkede aziz milletimizin hakkını en güçlü şekilde savunuyoruz. Büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğine hem yurt içinde hem yurt dışında bizzat şahitlik ettik.
Yerli elektrikli otomobilimiz Togg'u Kuveyt Emiri ve Umman Sultanı'na hediye ettik. Ana muhalefet partisi genel başkanı ülkesini şikayet için Avrupa kapılarında sabahlarken biz Türkiye'yi bölgenin cazibe merkezi haline getiriyoruz. Biz yeni genel başkana ilk etapta açıkçası bir şans tanımıştık. Göreve gelirken verdiği yurt dışında 'Türkiye partisi olacağız' sözünden umutlanmıştık.
Fakat sayın genel başkan diğer taahhütleri gibi bunun da arkasında duramadı. İç siyasetin gelip geçici tartışmalarını yurt dışına taşıdı. İki alkış almak, bir iki taltif cümlesi duymak, birkaç marjinal tipten destek koparmak uğruna hem yüzyıllık partiyi hem de kendisini yabancılar karşısında küçük düşürdü. Halen bu hatalı çizgide siyaset yapmakta ısrar ediyor. Bu yolun yanlışlığını inşallah kendisinin de kısa sürede fark edeceğine inanıyorum.
İstanbul Başakşehir'de Cumhuriyet tarihimizin en büyük sosyal konut projesinin tanıtımını yaptık. 81 ilimizde toplam 500 bin sosyal konut üreteceğiz. Bunlardan 100 binini İstanbul'da inşa edeceğiz. İstanbul'da 100 bin konutun inşasının yanısıra 15 bin konutu TOKİ eliyle uygun şartlarda vatandaşlarımıza kiralayacağız. Başvurular 10 Kasım 2025 tarihinde başlıyor. Kuraları Aralık ayında çekiyoruz. İlk teslimatı ise Mart 2027'de Allah'ın izniyle yapacağız. Şehirlerimizi aynı zamanda mahalle konaklarıyla da süsleyeceğiz.
28 Ekim'de Türk savunma sanayii adına iftihar verici tören vesilesiyle yine milletimizin huzurundaydık. Avrupa'nın ilk 3 dünyanın ilk 5 tesisinden biri olan Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim tesisinin açılışını gerçekleştirdik. Milli muhabere tankımız ALTAY'ın kahraman ordumuza ilk teslimatını yaptık. Hedefimiz 6 yıl içinde 250 ALTAY tankını Türk Silahlı Kuvvetlerimizin emrine vermektir.
Bir yandan yerli ve milli savunma projelerimizi süratle devreye alırken Avrupalı müttefiklerimizle kazan kazan temelinde savunma işbirliğimizi güçlendireceğiz. Milli muharip uçağımız KAAN'ı belirlediğimiz takvimde Hava Kuvvetlerimizin envanterine katacağız. Hürjet nasıl kendi alanında liderliğe oynuyorsa tüm süreçler tamamlandığında Allah'ın izniyle KAAN da zirveyi zorlayacaktır.
Türkiye gizli açık tüm engelleme çabalarına rağmen savunma sanayinde tarih yazmaya inşallah devam edecektir. Geçtiğimiz çarşamba günü Cumhuriyetimizin kuruluşunun 102. yıldönümünü milletçe hep birlikte gururla kutladık. Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla birlikte Kıbrıs Türk halkının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı bir kez daha tebrik ediyorum.
Şahsımıza gönderdiği anlamlı bir hediyeyle Cumhuriyetimizin 102. yılını kutlayan Cumhur İttifakı ortağımız MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye, külliyemizdeki resepsiyonumuzu teşrif eden siyasi partilerin genel başkanlarına, tüm misafirlerimize, tüm vatandaşlarımıza kalpten teşekkür ediyorum. İttifak ortağımız ve milletimizle beraber Türkiye Yüzyılı yapana kadar dinlenmeden çalışmaya devam edeceğiz.
1 milyon 215 bin metrekarelik alana yayılan Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizi aziz milletimizin hizmetine sunduk. Yürüyüş, bisiklet yollarından spor sahalarına, sergi alanından millet kıraathanesine, parkı, havuzu, sosyal donatılarıyla Türkiye'nin en büyük şehir parkını İstanbulumuza kazandırmış olduk. Burası Allah korusun afet zamanı toplanma alanı olarak da hizmet verecek. İstanbulumuz bir yeşil alanın ötesinde deprem riskine karşı milyonların sığınabileceği devasa bir toplanma merkezini de böylece kazanmış oldu.
Son toplantımızdan bu yana birçok uluslararası etkinliğe iştirak ettik, İstanbul ve Ankara'da kabuller gerçekleştirdik. Milletimizin güvenine layık olmanın gayretindeyiz. Rehavete ve tekebbüre kapılmadan 86 milyon için ter dökmeyi sürdüreceğiz.
En büyük atılımın yaşandığı sektörlerin başında mâlum turizm geliyor. Ziyaretçi sayımız geçen yıl 62,3 milyona ulaştı. Turizm gelirlerimiz ise 61,1 milyar dolara yükseldi. Sektörümüzü kum, deniz, güneş üçgeninde çıkartarak kongre ve spor turizmine kadar farklı alanlarda geliştirdik.
Sağlık, kültür, inanç, doğal sporları gibi alanlarda çok ciddi potansiyele sahibiz. Anadolu'nun her bir şehri adeta bir açık hava müzesidir. Ama biz bu eşsiz potansiyeli tam manasıyla değerlendiremiyoruz. Rant hırsı, ihmal, tedbirsizlik sebebiyle maalesef sektörümüzün üzerine hak etmediği gölge düşürdü.
21 Ocak tarihinde Kartalkaya'da 78 canımızı kaybettiğimiz otel yangının yüreklerimize açtığı yaralar hâlâ tazedir. Geçtiğimiz günlerde açıklanan mahkeme kararları inanıyorum ki, bir nebze de olsa yüreklerdeki yangına su serpmiştir. Bundan sonraki sürecin de takipçisi olacağız. İşini düzgün yapanlarla elbette sorunumuz bulunmuyor. Milletten para kazanan ama millete hak ettiği hizmette gerekli özeni göstermeyenlerin tepelerine biniyoruz. Bu konuda en küçük tavizimiz yoktur, olmayacaktır.
Gözünü para hırsı bürümüş vicdansızlara rağman turizm sektörümüzün yükselişi sürüyor. 2025 yılının ilk 9 ayında ülkemizi ziyaret eden kişi sayısı 49 milyon 993 bin oldu. Bu rakam bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 1,6 büyüme anlamına geliyor. Turizm gelirinde de geçen seneye kıyasla iyi bir yerdeyiz. 2025 yılının ilk 9 ayında 50 milyar dolar turizm geliri elde ettik. Bu tüm zamanların üç çeyrek rekorudur.
Bu rakamlar doğrultusunda 2025 yıl sonunda 64 milyar dolar olan gelir hedefimize emin adımlarla yürüdüğümüzü söyleyebilirim. Kişi başı gecelik harcama da bizim için önemli veridir. İlk 9 ayda yüzde 9 artışla 116 dolara yükseldi. Tüm ziyaretçiler açısından bu rakam 103 dolar oldu.
Türkiye'nin potansiyeli bunların çok çok üstündedir. Özellikle doğu ve güneydoğu anadolu bölgelerimiz görenleri kendisine hayran bırakan tabii ve tarihi güzelliklere rağmen turizmde hak ettiği yeri uzun yıllardır alamadı. Bunun en büyük nedeni terördü. Terörsüz Türkiye süreciyle inşallah bu engeli de tamamen kaldırıyoruz. Terör tehdidinin kalıcı olarak bitmesiyle güney ve doğu anadolu çok farklı ivme kazanacak.
Bu süreç başarıyla neticelendirdiğinde İstanbul kadar Diyarbakır, Antalya, Van, Bursa kadar Bitlis kazanacaktır. Terörsüz Türkiye menziline varıldığında inşallah kazanan 86 milyonun her bir mensubu olacaktır.
Ne yapıyorsak bunun için yapıyor ve mücadele ediyoruz. Terörle, silahla ve ayrılıkçı gündemlerle hiçbir yere ulaşılamaz bundan hiçbir kimseye hayır gelmez. Bu yalın gerçeği herkesin görmesini ümit ediyoruz. Biz bu coğrafyanın 1000 yıllık sakinleriyiz ve sahipleriyiz. Mazimiz gibi geleceğimiz de ortaktır. Bir ve beraberdir. Son 40 yılda çok büyük acılar yaşadık, ağır bedeller ödedik. Ne ülkemizde ne de komşularımızın topraklarında terörün hiçbir çeşidini görmek istemiyoruz.
İstikbalin mutlu ve müreffeh günlerini birlikte inşa edeceğiz. Ayrılığa düşmeden birbirbirimize güvenerek, müştereklerimizi büyütürek parlak yayınlara beraberce yürüyeceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin."
Hibya Haber Ajansı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Kabinemizin ikinci döneminin 51'inci toplantısını tamamladık. Ekonomiden turizme, sahipsiz sokak hayvanlarından güvenliğe ilişkin konulara geniş bir yelpazede, gündemimizdeki konuları değerlendirdik. Öncelkle aldığımız kararların ve yaptığımız istişarelerin ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Hibya Haber Ajansı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Sizlerin şahsında dünyanın farklı köşelerinde yaşayan her bir kardeşime buradan selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Toplantı kapsamında yapacağımız istişarelerin ve alacağımız kararların ülkelerimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Hibya Haber Ajansı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 41. İSEDAK Toplantısı Açılış Töreni’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Sizlerin şahsında dünyanın farklı köşelerinde yaşayan her bir kardeşime buradan selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Toplantı kapsamında yapacağımız istişarelerin ve alacağımız kararların ülkelerimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Cumartesi gününden itibaren organizasyon dahilinde pek çok panel, oturum ve yan etkinlik düzenlendi. Ekonomik ve mali iş birliğinden ulaştırma ve iletişime, sürdürülebilir turizmden dijital dönüşüme farklı başlıklar altında fikir ve değerlendirmeler dile getirildi.
Tüm bu çalışmaların aramızdaki uhuvveti, muhabbeti ve dayanışmayı güçlendirmesini münasebetlerimize katkı yapmasını temenni ediyorum.
Son toplantımızdan bu yana Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünyada tarihi gelişmelere şahitlik ettik.
İSEDAK Başkanı sıfatıyla biliyorsunuz yıllarca bu kürsüden sizlere Suriye halkının çektiği çilelerden bahsettim Yaklaşık 14 yıl boyunca Suriyeli kardeşlerimiz, çok ağır bedeller ödediler. Baas rejiminin ve terör örgütlerinin saldırılarında 1 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz can verdi. 3,6 milyonu Türkiye’ye olmak üzere milyonlarcası başka ülkelere göç etmek, hicret etmek zorunda kaldı.
Kardeşlik ve komşuluk görevimizi en güzel şekilde yerine getirmeye gayret ettik. Allah’a hamdolsun sonunda zafere ulaşan Suriyeli mazlumlar oldu. 14 yıl boyunca Suriye’yi kan gölüne çeviren mezalim, 8 Aralık devrimiyle birlikte nihayet sona erdi ve Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara’nın dirayetli liderliğinde yeniden toparlanma sürecine girdi.
Burada bir kez daha hürriyetleri için toprağa düşen Suriyeli kardeşlerimizi rahmetle yad ediyor, Rabbim mekanlarını cennet eylesin diyorum.
Suriye’nin uzun bir aradan sonra İSEDAK Bakanlar Toplantısı’nda temsil edilmesinden büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim.
Türkiye olarak ulaştırmadan eğitime, güvenlikten ticarete, sağlıktan sosyal hizmetlere kadar Suriye halkına destek vermeye devam ediyoruz.
Ülkenin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması tüm kesimleriyle Suriyeli kardeşlerimizin kalıcı refaha kavuşması noktasında teşkilatımızın ve İslam dünyasının desteği çok çok önemlidir.
Suriye’nin, bölge ekonomileriyle entegrasyonu hem Suriye’ye hem de bölgemize somut katkılar sunacaktır. Entegrasyonun en kritik ayağını teşkil eden ulaştırma projelerinin hayata geçirilmesi konusuna yoğunlaşmamız şüphesiz hayati öneme sahiptir.
Suriye’de ekonomik kalkınmanın önünde ciddi engel oluşturan yaptırımlar, bizim de gayretlerimizle hamdolsun peyderpey kalkıyor.
Gelinen aşamada artık özel sektörün de yatırımlarını Suriye sahasına yönlendirmesini teşvik ediyoruz. Komşumuz Suriye’nin yeniden ayağa kalması, bir an önce eski günlerine kavuşması temel önceliğimizdir.
Bu doğrultuda İSEDAK çatısı altında bugün Suriye’ye özel bir destek programını da başlatıyoruz. Beşeri ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesine katkı yapacak bu programla eğitim, uzman değişimi, ihtiyaç analizi ve fizibilite çalışmaları gibi alanlarda Suriye’ye proje destekleri sunacağız.
Programın uygulama aşamasına üye ülkelerimizin inşallah çok kıymetli katkılar yapacağına inanıyorum.
Bugün ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gelen kardeşlerimiz de aramızda. Kendilerine de tüm kalbimle hoş geldiniz diyorum. Kıbrıs Türk halkı, İslam dünyasının ayrılmaz parçasıdır. Özellikle bu kimliklerinden dolayı on yıllardır haksız, hukuksuz ve acımasız bir izolasyon tabii tutuldukları ne yazık ki bir hunharca gelişmedir.
Ama buna rağmen Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz, baskılara boyun eğmediler. Kendi vatanlarında onurluca yaşama iradesinden vazgeçmediler. Egemen eşikliklerini tartışma konusu yapmadılar. Bölgemizde kurgulanan yeni emperyalist oyunda Kıbrıs Adası’nın da menüye eklenmek istendiğine dair güçlü sinyaller alıyoruz. Teşkilatımızın Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmasını daha da artırmasını bu bakımdan çok önemli görüyorum.
Sizlerden Kıbrıs Türklerinin, iki devletli çözüm temelinde yürüttükleri hak, özgürlük ve adalet mücadelesine daha fazla omuz vermenizi bekliyorum.
İnşallah anavatan ve garantör ülke olarak biz de Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmayacak, haklı davalarında daima yanlarında olacağız.
İslam dünyası olarak vicdan ve dirayetimizin, basiret ve metanetimizin sınandığı çok zorlu bir dönemi tecrübe ediyoruz. Bu dönemde birbirimize daha sıkı kenetlenmemiz, hepimizi ilgilendiren sorunların üzerine kararlılıkla ve sağduyuyla gitmemiz gerekiyor.
Çoğu çocuk ve kadın 70 binden fazla Filistinli, İsrail işgal güçlerinin katliamına uğradı. 170 bin kardeşimiz yaralandı. Dev bir enkaz yığınına dönüşen Gazze’de hala ulaşılamayan şehit cenazeleri var.
Enkazlar kaldırılsa bile anne-babaları gözlerinin önünde öldürülen masum çocukların yaşadığı travmanın izleri belki de hiçbir zaman silinmeyecek.
Uluslararası kuruluşların kayıtsızlığını, Gazzelilerin kalbinde açtığı yaralar belki hiçbir zaman tam manasıyla iyileşmeyecek.
Bu gaddarlık ve soykırım hiçbir zaman unutulmayacak. Burada şunu da altını çizerek ifade etmek durumundayım: Türkiye, İsrail saldırılarının başladığı ilk günden itibaren bu soykırıma en güçlü tepkiyi veren ülkelerden birisi olmuştur.
Kalıcı ateşkesin temini ve adil barışın sağlanması yolunda büyük çaba sarf ettik. İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi Gazze Temas Grubu ve uluslararası toplumun vicdan sahibi üyeleriyle birlikte Gazze’deki kardeşlerimizin uğradığı bu mezalimi uluslararası toplumun gündeminde tuttuk.
Bu çabalarımızın olumlu neticelerini de hamdolsun almaya başladık. Bizim de katkı sağladığımız Mısır’ın ev sahipliğindeki Hamas-İsrail görüşmeleri, ateşkesle sonuçlandı. Katar ve Mısır başta olmak üzere sürece destek veren bölge ülkelerinin tamamına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bu örnek dayanışmayı önümüzdeki dönemde çok daha güçlü bir şekilde kararlılıkla sürdüreceğimize inanıyorum.
Hamas’ın anlaşmaya riayet noktasında oldukça kararlı olduğu görülüyor. Ancak İsrail’in bu konudaki sicilinin çok kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Çeşitli bahanelerin arkasına sığınarak, gizlenerek ateşkes anlaşmasından bu yana 200’ün üzerinde masumu katleden Batı Şeria’da işgal ve saldırılarına ara vermeyen bir yönetimle karşı karşıyayız.
Şurası bir gerçek ki yalnızca sivilleri değil, barışa giden yolu da hedef alan bu saldırılar, İsrail-Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm bulma arayışının önüne asla geçemeyecektir.
Geldiğimiz noktada Gazze halkına daha fazla insani yardım ulaştırmamız ve akabinde yeniden imar çalışmalarına başlamamız gerekiyor.
İsrail hükümeti, bunu da engellemek için elinden geleni yapıyor. Arap Ligi ile İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından hazırlanan yeniden imar planının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bilhassa teşkilat ve İSEDAK’ın, Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılmasında öncü bir rol oynaması elzemdir. Ne Batı Şeria’nın ilhakına ne Kudüs’ün statüsünün değiştirilmesine ne de ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın kudsiyetine zarar verme teşebbüslerine müsaade edemeyiz.
Sudan’da 29 aydır devam eden çatışma ortamına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Son günlerde El Feşir’de sivil halka yönelik katliamları, göğsünde taş değil kalp taşıyan hiç kimse kabul edemez. Buna sessiz kalamayız.
Sudan’da akan kanın bir an önce durdurulmasında en büyük sorumluluk hiç şüphesiz İslam alemine düşüyor. Müslümanlar olarak başkalarından medet ummak yerine sorunlarımızı kendimiz çözebilmeliyiz.
Sudan’ın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını korumalıyız. Bu zor günlerinde Sudan halkının yanında olmamız, insani yardımlarımız ve kalkınma desteklerimizi sürdürmemiz ehemmiyet arz ediyor. Teşkilata üye tüm ülkelerin, kardeşlik hukukumuz çerçevesinde Sudan’ın barış, huzur ve güven iklimine kavuşması için elini taşın altına koyacağına tüm kalbimle inanıyorum.
Sayısı hızla artan korumacı tedbirlerin etkileri, uluslararası ticarette daha yoğun hissedilmeye başlandı. Küresel salgın öncesindeki 20 yılda yıllık ortama yüzde 3,7 oranında gerçekleşen küresel büyümenin 2025-2030 döneminde yüzde 3’e ineceği tahmin ediliyor. Bu veriler, yalnızca bir ekonomik durgunluğu değil, aynı zamanda küresel ekonomi politikalarının da yeni bir denge arayışını işaret ediyor.
Risk ve belirsizliklerle dolu bu manzara karşısında ülkelerimiz, kendi aralarındaki iş birliğinin ne kadar hayati olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın geçmiş 50 yılına baktığımızda ülkelerimizin dünya ticaretinden hak ettikleri payı alamadığı su götürmez bir gerçektir.
Aramızdaki ticaretin güçlendirilmesi hedefiyle 2022’de devreye aldığımız Tercihli Ticaret Sistemi’nin üye sayısının artırılması ve kapsamının genişletilmesine yönelik çabalar aynı şekilde çok kıymetlidir. Bu sistemin, yeni nesil ticaret anlaşmalarıyla perçinlenmesine dönük gayretlere tüm üyelerin desteğini bekliyoruz.
Tercihli Ticaret Sistemi’ne henüz taraf olmayan ülkeleri aramıza katılmaya, taraf ülkeleri ise ticaret alanındaki iş birliğimizi derinleştirmeye davet ediyorum.
İSEDAK KOBİ Programı ile KOBİ’lerimiz arasında güçlü iş birliği ağları oluşturuyoruz. Henüz dahil olmamış ülkeleri, bu programa katılmaya ve yürütülen çalışmalardan istifade etmeye çağırıyorum.
İSEDAK Kudüs Programı çerçevesinde uygulamaya koyduğumuz 20 projeye bu yıl 8 projeyi daha ilave ediyoruz. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyor, bu projelerde emeği geçen her bir kardeşime gönülden teşekkür ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle 41. İSEDAK Bakanlar Toplantısı’nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Hibya Haber Ajansı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Aziz milletim, kıymetli İstanbullular, istikbalimizin teminatı sevgili gençler değerli misafirler sizleri en kalbi duygularımla hürmetle muhabbetle selamlıyorum.
Kubbelerinde kutlu fethin yankıları duyulan, kıtaları, denizleri, gönülleri birleştiren bu nadide şehirde sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. 16 milyon vatandaşımın her birine, Şehr-i İstanbul'un havasını soluyan tüm kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum.
Bizleri yine muhabbetle bağrına basan, coşkusuyla ümitlendiren genç kardeşlerime canıgönülden teşekkür ediyorum.
Gençler, edebiyatımızın en büyük deryalarından merhum Yahya Kemal Beyatlı, İstanbul'u "Aşkın Şeref Diyarı" olarak tarif ediyor. Biz de İstanbul'a olan derin aşkımızı yepyeni eserlerle, hizmetlerle, tarihi yatırımlarla göstermeye devam ediyoruz. Projelerimize her gün bir yenisini ekliyoruz.
Tüm sabotaj girişimlerine rağmen İstanbul'umuzu çok daha güçlü bir şekilde Türkiye Yüzyılı'na hazırlıyoruz.
Birazdan yapımı tamamlanan Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizin, bu devasa eserin açılışını sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. Denizle toprağın visale erdiği bu muhteşem şehri yeşilin bin bir tonuyla, ağaçlarla, bahçelerle, renk renk çiçeklerle donatmanın heyecanını hep birlikte yaşayacağız.
Yeni millet bahçemizle şehrimize nefes aldıracak, İstanbul'un çehresini güzelleştirecek, dev bir eseri daha milletimize kazandırmış olacağız. Çevre Bakanlığımızı, TOKİ'mizi, yüklenici firmamızı, işçisinden mimar ve mühendisine şehre imzamızı attığımız bu muhteşem eserde emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum.
Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizin İstanbul'umuz ve ülkemiz için hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. Daha nice eserleri, nice hizmetleri İstanbul'umuzla, 81 vilayetimizin tamamıyla buluşturmayı Mevla bizlere inşallah nasip eylesin diyorum.
Sevgili İstanbullular, bakınız burada çok önemli bir hususu sizlerle paylaşmak isterim. Tıpkı insanlar gibi şehirlerin de ruhu vardır. Tabiatıyla, mimari dokusuyla, kültürel zenginliği ve tarihi kimliğiyle şehirler yaşayan varlıklardır. Şehirlerde insanı okursunuz, maziyi görürsünüz, bugünü anlarsınız. Merhum Nurettin Topçu üstadımız bu gerçeği şöyle dile getirmiştir: "Bir belde bir manadır. Şehir bir insandır. Onda bir insan çehresi görünür, bir ruh saklanır, bir kalp çarpar.
Şehirlerimizin kime oy verdiğiyle ilgilenmiyoruz. 86 milyonun her bir ferdini birinci sınıf hizmetle buluşturmanın gayretindeyiz. Özellikle İstanbul'umuzu iş bilmezlerin insafına terk etmiyoruz. Şunu herkes bilsin ki İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil.
Hemen her hafta proje ve hizmetlerin müjdesini veriyoruz. İstanbul'da yüksek seyreden kira fiyatlarının hepimiz farkındayız. TOKİ ile 15 bin konutu uygun şartlarda İstanbul'da kiraya vereceğiz. Mümkün olan en kısa sürede de sosyal konutları tamamlayacağız. Kentsel dönüşüm konusunun ihmale gelmeyeceğini bir daha gördük. Devlet, belediye, vatandaş el ele verip bu işi süratle halletmek durumundayız.
Millete ve memlekete hizmet öncelikle dert işidir dert. Biz milletimizin refahını artırmanın yüzünü güldürmenin derdindeyiz. Millet bahçelerimiz eser siyasetimizin en güzel örneklerinden birisidir. Bugüne kadar tam 313 millet bahçemizi 81 ilimizdeki vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Sadece İstanbul'da 34 millet bahçemizin inşasını tamamladık.
Bugün de Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nin açılışını sizlerle beraber yapıyoruz. 6 Şubat depremlerinde toplanma alanlarının önemi net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Afet Yönetim Merkezinin de yer aldığı millet bahçemizde herhangi bir afet durumunda en az 40 bin çadır kurulabilecek.
Cumhur İttifakı olarak bundan 1 sene önce başlattığımız Terörsüz Türkiye sürecinde kısa sürede kayda değer mesafe aldık. DEM Parti heyeti ile son derece yapıcı, verimli ve umut verici görüşme gerçekleştirdik. İnşallah bu görüşmenin yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
(Terör örgütünün silah bırakması) İlgili birimlerimiz gelişmeleri anbean titizlikle takip ediyor. Hedefe giden yolda atılan her olumlu adımı önemsiyoruz. Önce Terörsüz Türkiye sonra terörsüz bölge menziline inşallah varacağız.
Hedefe yaklaştıkça hem yükümüz ağırlaşıyor hem de süreci kundaklamaya dönük çabalar yoğunlaşıyor. Hassas, yapıcı, kucaklayıcı bir yaklaşımla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Milletimizin ödediği bedellerin boşa gitmediği, sınırlarımızın ötesinde de barışın, güvenliğin, huzurun egemen olduğu yeni dönemi mutlaka başlatacağız.
Bu ruhu, bu kalbi, bu çehreyi Bağdat'tan Kahire'ye, Üsküp'ten Bursa'ya, Semerkant ve Buhara'dan Beyrut'a medeniyet bahçemizin her köşesinde çok net bir şekilde görebilir, duyabilir, hissedebilirsiniz. Yine bizim medeniyet tasavvurumuzda insanı şehir, şehri de insan olmadan tahayyül edemezsiniz. Bunlar iç içe geçmiş, birbiriyle adeta bütünleşmiş kavramlardır.
Biz şuna inanıyoruz; sadece betondan ibaret bir şehir ruhsuz ve kimliksiz bir şehirdir. Sadece asfalttan, demirden müteşekkil bir şehir mekanik bir şehirdir. Çünkü bir şehri şehir yapan binalar, yollar, köprüler değildir. Bunlar tabii ki önemlidir, tabii ki vazgeçilmezdir ama asıl olan insandır, insan. Bir şehri şehir yapan, orada yaşayanların huzuru ve güvenliğidir. İnsan, yaşadığı yere bir değer katıyor, en azından aldığı kadarını şehrine geri veriyorsa şehrini mamur ediyor demektir.
Eğer kişi yaşadığı şehri sadece tüketiyor, sadece kirletiyorsa o kişi şehrine ihanet ediyor demektir. Merhum Turgut Cansever'in söylediği gibi, "Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil inşa ettiğiniz şehri tahrip eder." İşte bunun için ecdat asırlar boyunca bir yandan şehirleri imar ederken, diğer yandan da nesilleri inşa etmiştir.
Kardeşlerim, ecdadımızın inşa ettiği, yaşadığı, ilham aldığı o güzel şehirleri aynı şekilde imar etmek için canla başla çalışıyoruz. Hem İstanbul'u hem de diğer illerimizi mamur ediyor, eksiklerini gideriyor, yatırımlarımızla sorunlarına çözüm buluyoruz. Bu konuda asla siyasi ayrımcılık içinde değiliz. Şehirlerimizin kime oy verdiğiyle ilgilenmiyoruz. 86 milyonun her bir ferdini her alanda birinci sınıf hizmetlerle buluşturmanın gayretindeyiz.
Özellikle İstanbul'umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. Şunu herkes bilsin ki, İstanbul bizim gözbebeğimizdir. Şunu herkes bilsin ki bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil."
Hibya Haber Ajansı
Vali Aktaş'ın açıklaması şu şekilde:
"Yaklaşık bir saat öncesinde 112 hattına bir binanın kolonunda çatlama ihbarı geldi. İhbar üzerine hızlı bir şekilde Büyükşehir Belediyemizin İtfaiye ekipleri, Gebze Belediyemiz, AFAD, Çevre, Şehircilik Müdürlüğümüz, Kaymakamımız, Emniyet Müdürümüz, Jandarma Komutanımız ile bölgeye intikal ettik,
Tedbiren, teknik inceleme tamamlanana kadar, 3 yan yana olan binadaki 21 dairenin tahliyesini sağladık. Teknik incelemeler devam ediyor. Bölgede Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığımız, İl Müdürlüğümüz, AFAD’ımız, Büyükşehir ve ilçe belediyemiz ile üniversiteden oluşturulan ekiple beraber araştırmalarına devam ediyor.
Bu durumun sebebini öğrenmeye çalışıyoruz, öğrenildikten sonra da diğer çalışmalar sürdürülecek.
Vatandaşlarımız, Büyükşehir Belediyemize ait tesiste isterlerse misafir edilecekler. Diğer vatandaşlarımız için de bu durum geçerlidir. 14 binadan bir tanesi yıkıldı, 1 tanesi ağır hasarlı, diğer 12 binada tahliye edilmişti. Bu araştırmalar devam ederken vatandaşlarımız tesislerimizde misafir edilecek.
Mevcut bina ile ilgili taşıyıcı bir kolonda çatlama söz konusu, ekipler duruma bakıyor. Başka ihbar yok ama gözlemsel incelemeler de yapılıyor ama buna benzer bir olay yok.
Tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz."
Hibya Haber Ajansı
Bu web sitesi, deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanmaktadır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak dilerseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul et Daha fazla Bilgi