Gündem

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, forum marjında düzenlenen “Enerji ve Madencilik” panelinde konuştu. Son 20 yılda Türkiye'nin Afrika ile olan ilişkilerinin diplomasiden eğitime, ticaretten enerji ve madenciliğe kadar her alanda derinleştiğine dikkat çeken Bakan Bayraktar,  yaklaşık 20 Afrika ülkesiyle enerji ve madencilik alanında iş birliği anlaşmaları imzaladığını bildirdi.

Bayraktar, Türkiye'nin enerji dönüşümünün Afrika için anlamlı bir örnek oluşturduğunu belirterek “Sadece enerji üretim piyasalarımıza 100 milyar doların üzerinde devasa bir yatırımı çekmeyi başardık.” ifadelerini kullandı.  

Bakan Bayraktar ayrıca “Pek çok Afrika ülkesinin olduğu gibi bizim de yenilenebilir enerji konusunda büyük bir potansiyelimiz var. Bu yüzden yenilenebilir enerjinin iş birliği için bir numaralı alan olduğunu vurgulamak istiyorum.” dedi.

Bakan Bayraktar, Akkuyu NGS’de birinci reaktörün gelecek yıl faaliyete geçeceğini, Sinop ve Trakya bölgesinde yeni santraller için görüşmeler yaptıklarını kaydetti.  

Bayraktar, devlete ait uluslararası madencilik şirketlerleri MTA International ve Eti Maden’in, Nijer'de faaliyet gösterdiğini belirterek, “Yakında Nijer'de ilk altın üretimimize başlayacağız. Afrika'nın mineral zenginliğini, kıtanın gelecekteki refahının bir temeli olarak görüyoruz.” diye konuştu.

Panelin ardından Türkiye ile Gambiya arasında enerji alanında iş birliğinin geliştirilmesi amacıyla “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Gambiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine ilişkin Mutabakat Zaptı” imzalandı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Gambiya Petrol, Enerji ve Madenler Bakanı Nani Juwara tarafından imzalanan çerçeve anlaşmaya göre iki ülke, hidroelektrik, güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinin inşası ve işletilmesine ilişkin ortak projeler geliştirecek. Kamu ve özel şirketleri, yenilenebilir enerji sektörlerine yatırım yapılması konusunda teşvik edecek. Türkiye; elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı, enerji tasarrufu ve enerji verimliliği gibi alanlarda bilgi ve deneyimlerini paylaşacak.

Hibya Haber Ajansı

Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Mardin Kültür Yolu Festivali'nin açılış törenine Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Tuncay Akkoyun, AK Parti Mardin Milletvekilleri Faruk Kılıç ile Muhammed Adak, AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu ve MHP Mardin İl Başkanı Ferhan Bozkuş katıldı.

Festivalin bu yıl 7 bölge ve 20 şehirde düzenlendiğini belirten Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy,  “Bir şehirle başladık, bugün 45 bin sanatçının katıldığı 6 bin 800’ü aşkın etkinlikle dünyanın en kapsamlı kültür-sanat markalarından biri olduk.” dedi.

Bakan Ersoy, açılışta yaptığı konuşmada, 2021 yılında Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ile başlayan yolculuğun artık ulusal bir marka haline geldiğini vurgulayarak “2021’de 2 binden fazla sanatçının katılımıyla 80 farklı noktada 380 etkinlik düzenlemiştik. Bugün, binden fazla mekanda 45 bin sanatçının katıldığı 6 bin 800’ü aşkın etkinliği içeren bir Türkiye Kültür Yolu Festivali var.” diye konuştu. 

Türkiye’nin dünyanın en zengin kültürlerinden birine sahip olduğunu belirten Ersoy, “Bunu bilmek ile sahip çıkmak farklı şeylerdir. Biz, müzikten geleneksel sanata, yöresel mutfaktan zanaatkârlara kadar tüm kültürel değerlerimizi festivalimizin öznesi haline getirerek yaşatıyoruz.” dedi. 

Bakan Ersoy, festivalde 16 mekan ve 30 farklı noktada gerçekleştirilecek 370 etkinlikle Mardinlileri buluşturacaklarını açıklayarak 9 gün boyunca 22 konser, 21 sergi, 2 tiyatro oyunu, 1 çocuk oyunu, 5 söyleşi, 7 yetişkin ve 4 çocuk atölyesi, 9 özel etkilik ike 32 çocuk etkinliğinin yer alacağını söyledi.

Ersoy ayrıca gastronominin festivalin vazgeçilmez parçası olduğunu vurgulayarak, “Mardin mutfağının geleneksel lezzetlerini ziyaretçilerimizle buluşturacağız. Bunun için 10 lezzet durağı belirledik.” sözlerini kaydetti. 

Festivalin müzik programına da konuşmasında değinen Bakan Ersoy, ana sahnede Buray, Bengü, Sagopa Kajmer, Derya Uluğ, Ebru Yaşar, Haluk Levent, Merve Özbey, Murat Boz ve Alişan gibi isimlerin sahne alacağını söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy konuşmasında kültür ve sanatın toplumsal hafıza oluşturmadaki gücüne dikkati çekerek “Sanat, insana ve dünyaya ayna tutar, yaşananların unutulmasına engel olur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Filistin’in sesi olduğumuz gibi sanatta da bu insani görevi yerine getirmeye devam ediyoruz.” ifadelerine yer verdi. 

Atölye çalışmalarına değinen Bakan Ersoy, “Ahşap oymacılığından ebruya, telkariden taş işlemeciliğine, kumaş boyamadan semâ talimine kadar bu toprakların en özgün değerleri ziyaretçilerimizle buluşacak.” diye konuştu.

Ayrıca, 3'üncü Mardin Film Festivali Telkâri Ödülleri'nin festival kapsamında düzenleneceğini belirten Ersoy, “Çocuk Köyü”nde meddah, orta oyunu, illüzyon gösterileri ve tiyatrolarla çocukların eğlenceli bir kültür alanında buluşacağını ifade etti.

Hibya Haber Ajansı

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda tarımda yaşanan sorunların araştırmasına yönelik verilen araştırma önergesi üzerine söz aldı. Kısacık, "Çukurova'da mısır hasadının başlamasına on beş gün varken, 14 Temmuz’da bir Cumhurbaşkanlığı Kararı ile mısıra uygulanan gümrük vergisi oranının sıfıra düşürülerek 500 bin ton mısırın ithalatına izin verildi. İthalat izninin Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla beraber Çukurova'da mısır fiyatları gevşedi, çiftçimiz paniğe kapıldı, tüccara ise güven geldi." dedi. 

DEVA Partili Kısacık, şunları kaydetti:

“İthalat izninin açıklanmasının hemen ardından Ticaret Bakanlığına 500 bin ton mısır ithalatının gerekçesini bir soru önergesiyle sorduk. Çünkü hasada bir hafta varken ithalat izni verilmesinin akla ve mantığa uygunluğu yok. Aldığımız cevapta ‘hayvan yeminin yanı sıra muhtelif gıda ürünlerinin imalinde de kullanılan mısırın arz güvenliğini ve fiyat istikrarını sağlamak, bu yolla da gıda fiyatlarının olumsuz etkilenmesini önlemek’ ithalat izninin gerekçeleri olarak gösterildi.

Ticaret Bakanlığı daha iktisadı bilmiyor. Daha hasat başlamamış, hasada on beş gün var. Bir hasat yapılsın, mısır biçilsin, silolara dökülsün, piyasa oluşsun. Fiyat istikrarına ancak piyasa oluştuktan sonra bakılır. Daha piyasa oluşmadan bakanlık neyin fiyat istikrarını sağlayacak? Biçerdöver tarlaya girmemiş, ithalatla piyasaya mısır dolduruluyor. Bu fiyat istikrarını sağlamak değil. Bu, ‘Mısır fiyatı yükselmesin, çiftçi yüksek fiyattan mısır satmasın’ demek. Bu doğrudan çiftçinin alın terine çökmektir. İşte bakanlığın cevabı bu durumun net belgesidir."

Hibya Haber Ajansı