Ana sayfa Dijital GazeteBelde leke, delik ağzı veya tüylenme varsa dikkat

Belde leke, delik ağzı veya tüylenme varsa dikkat

tarafından
5 görünümler 3 Dakika Oku

Güven Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Alp Özgün Börcek, Gergin Omurilik Sendromu’nun, omuriliğin normalden daha aşağıda sabitlenmesi veya çevresindeki dokularla gerilmesi sonucu ortaya çıktığını belirterek, “Bu durum omuriliğin doğal hareket kabiliyetini kısıtlar ve zamanla sinirlerde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Mekanik bir problemden söz ediyoruz; bu nedenle ilaç tedavisiyle sonuç almak mümkün değil. Kesin tanı konulan vakalarda cerrahi müdahale gereklidir” ifadelerini kullandı.

“Basit bel ağrısı sanılabiliyor”

Prof. Dr. Börcek, sendromun belirtilerinin çok farklı şekillerde ortaya çıkabileceğini belirterek şunları söyledi:

“Bel ve bacak ağrısı, yürüme güçlüğü, sık düşme ya da idrar kaçırma gibi bulgular hastalığın erken uyarıları olabilir. Bazen yalnızca belde ağrı şikayetiyle gelen, dışarıdan hiçbir belirti göstermeyen hastalarda bile bu sendromun izlerine rastlıyoruz. Bu nedenle her bel ağrısını sıradan saymak büyük bir hata olur.”

Bel bölgesindeki cilt yapılarının da tanı açısından önemli ipuçları verebileceğini belirten Börcek, “O bölgede doğuştan var olan kırmızı leke, aşırı kıllanma ya da gamze benzeri çöküntüler varsa bunlar omurilikte bir anormalliğin habercisi olabilir. Özellikle çocukluk çağında belde orta hatta bir leke, delik ağzı veya tüylenme fark edilirse mutlaka bir beyin cerrahı tarafından değerlendirilmelidir.” dedi.

“Tanı hastaya özel değerlendirilmelidir”

Tanı ve tedavi sürecinde her hastanın bireysel olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Börcek, “Aynı görüntüleme sonuçlarına sahip iki hastadan biri ameliyata ihtiyaç duyarken, diğeri sadece düzenli takip gerektirebilir. Bu nedenle ‘her gergin omurilik vakası ameliyat edilmelidir’ demek doğru olmaz” ifadelerini kullandı.

“Ameliyat bir saat sürüyor, amaç gerilimi ortadan kaldırmak”

Operasyonun teknik detaylarını da paylaşan Börcek, “Cerrahi işlem genellikle belin üst kısmında küçük bir kesiyle yapılır. Omuriliği geren dokular serbestleştirilir, zar açılarak gerilime neden olan bağ dokusu (filum terminale) kesilir. Ortalama ameliyat süresi yaklaşık bir saattir.” diye anlattı.

Ameliyat risklerine değinen Börcek, “Omurilik ameliyatlarında her zaman sinir hasarı riski vardır; ancak bugüne kadar yüzlerce vakada böyle bir durumla karşılaşmadım. Ameliyat sırasında sinir fonksiyonlarını izlememizi sağlayan nöromonitörizasyon teknolojisi bu konuda büyük güvenlik sağlıyor.” şeklinde konuştu.

“Erken müdahale başarı şansını artırıyor”

Prof. Dr. Börcek, cerrahi sonrasında başarı oranının hastalığın süresiyle yakından ilişkili olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Hastalık ne kadar erken fark edilirse, sinirler üzerindeki baskı o kadar az olur ve iyileşme şansı o kadar yükselir. Ancak yıllar içinde gelişen idrar kaçırma gibi ileri bulgular varsa, ameliyatla tam düzelme beklemek zorlaşır. Ameliyat sonrası takip sürecine ilişkin olarak ise, üçüncü ayda MR kontrolü yapılır, her şey yolundaysa yıllık aralıklarla takip edilir. Ancak takip aralıkları hastanın yaşına ve hastalığın seyrine göre değişebilir. Gergin Omurilik Sendromu nadir görülen bir hastalıktır ama tanı gecikirse kalıcı felç, idrar ve dışkı kontrol kaybı ya da omurga eğrilikleri gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Her bel ağrısı, her yürüme güçlüğü mutlaka araştırılmalı.”

Hibya Haber Ajansı

İlgili gönderiler

Yorum yapın

Bu web sitesi, deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanmaktadır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak dilerseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul et Daha fazla Bilgi